Canan Ergüder Kimdir Biyografisi - Behzat Ç İzle

Kanal D'nin "Bıçak Sırtı" dizisindeki Serra rolüyle dikkat çeken Canan Ergüder, Elle dergisine konuştu.


Yıllardır New York'ta yaşayan, orada bir yandan oyunculuk, bir yandan da geçimini sağlamak için garsonluk yapan Ergüder, "Amerika'da sadece oyunculuk yaparak geçinmek zor. Orada çalışırken para kazanmak için epey zaman garsonluk da yapmıştım. Artık para kazanmak için sadece oyunculuk yapmak istiyorum" diyor.
New York’ta yaşıyorsunuz, fakat birkaç aydır İstanbul’dasınız. Buraya gelip oyunculuk yapmak, planladığınız bir şey miydi?
- Hayır, değildi. 14 senedir Amerika’da yaşıyorum. Ailem hep "Bir ayağın Türkiye’de, bir ayağın orada olsun" diyordu. Şimdiye kadar bunu yapacak fırsatım olmamıştı. Yaklaşık iki sene önce yine buraya geldiğimde Noname Ajans’tan Tülin Berk ile tanıştım. Bana "Bir dahaki gelişinde seni birkaç kişi ile tanıştırayım" dedi. Böylece TMC’den

birkaç kişi ile tanıştım. Ertesi gün benimle ilgilendikleri haberi geldi. "Bıçak Sırtı" o zaman proje aşamasındaydı. Amerika’ya dönünce TMC’ye oyunculuğumla ilgili bilgilerimi gönderdim. Herhalde beğenmişler ki dizide oynamamı teklif ettiler. Beş günde karar verip apar topar Türkiye’ye geldim. Hayatımda verdiğim en zor karardı. Neden en zor karardı?
- Bunun tek cevabı yok. New York’ta çocuğum gibi gördüğüm bir kedim var. Dahası var tabii ki. İki senedir evliyim ve eşimi çok seviyorum. Ondan ayrı yaşamayı hiç düşünemezdim. Hele 10 ay gibi uzun bir süre... Ben oraya gidemediğim için eşim Chris beni görmeye geliyor. Allah’tan Türkiye’yi çok seviyor. En zor kısmı bu... Beş gün içinde verdiğim karar sonucunda hayatım aniden değişti. Üstelik orada kısa bir film için görüşmelerimin olduğu bir dönemde.
10 aylığına çalıştığınız ortamdan uzaklaşmak riskli değil mi?
- Tabii ki riskli. Fakat nereden bakarsanız bakın, bir oyuncunun hayatını kazanması çok zor. Yani nerede para kazanacaksa oraya gitmek zorunda. Oyuncu dünyanın her yerine gidebilmeli, her yerde yaşayabilmeli. Ben de bu anlamda esnek olmak zorundayım. Amerika’da da eşimden ayrı kalmak zorunda kalabilirim. Buradaki süremin üç ayı geçti, geriye yedi ay kaldı. Neyse ki çabuk ve çok eğlenceli geçiyor. Yaptığım işi çok seviyorum. Çalıştığım ekip ise zaten inanılmaz.
Bu projeyi kabul ederken hangisi daha etkili oldu: Senaryo mu, oyuncular mı? Yani en çok neye göre "evet" dediniz?
- Senaryonun daha ilk bölümünü okuduğumda çok duygulandım. Bir dizi senaryosundan bu kadar etkileneceğimi hiç tahmin etmemiştim. Tabii karar vermemde oyuncuların isimleri de etkili oldu. Mehmet Günsür çocukluk arkadaşım. Nejat İşler’i de eskiden tanıyorum. Fikret Kuşkan ve diğerleri de harika insanlar. Selim Demirdelen inanılmaz bir yönetmen.
Dizide canlandırdığınız Serra karakteri için günlük tuttuğunuzu okumuştum. Bunu neden yapıyorsunuz? Rol yaparken size bir şey katıyor mu?
- Tabii ki katıyor. Oyuncuların rollerine hazırlanırken yaptıkları şeyler vardır. Benim çalışma tarzım da bu. Genelde o karakterin biyografisini yazmaya çalışırım. Yani benim şu anda canlandırdığım Serra bundan önce neler yapıyordu, nasıl bir aileden geliyor? Ayrıntıya inmeye çalışıyorum. Çünkü ne kadar ayrıntıya inerseniz, o kadar detay görüyorsunuz.
Bu diziden sonra devamı gelirse, yani yeni teklifler alırsanız?
- Paramı oyunculuktan kazandığım sürece buna itirazım olmaz. Garsonluğa geri dönmek istemiyorum...
/_newsimages/4873503.jpg Nasıl yani, garsonluk ne alaka?
- Amerika’da sadece oyunculuk yaparak geçinmek zor. Orada çalışırken para kazanmak için epey zaman garsonluk da yapmıştım. Artık para kazanmak için sadece oyunculuk yapmak istiyorum.
Amerika’da sadece tiyatro mu yapıyorsunuz? Sinemayı hiç düşündünüz mü?
Tabii ki düşündüm, fakat bu çok zor... Çünkü sinema çarkı Los Angeles’ta dönüyor. Oyuncu seçimleri hep orada yapılıyor. Mutlaka bir ajansınızın olması gerek. Buraya gelmeden önce dört ajans ile free-lance çalışıyordum. Tek başınıza bunu başarmanız çok zor. Küçük rollerle başlamanız lazım. Aslında sinema yaptım. Eşimin yönettiği bağımsız film "Shooting Johnson Roebling"de oynadım ve hatta filmin katıldığı festivallerden bir tanesinde "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" ödülünü aldım.
Eşiniz yönetmen olduğuna göre bu konuda avantajlısınız...
- O da işinde yeni sayılır. İkimizin de garsonluk yaptığı zamanlar çok oldu. Şimdi hem yönetmenlik yapıyor hem de prodüksiyon şirketi var. Her telden çalmaya çalışıyor.
Şu anda iş için Türkiye’desiniz. Önceleri de geliyordunuz, ancak gezmek için gelmek başka, burada uzun süre kalmak başka...
- Amerika’ya 18 yaşındayken okumaya gittim. Franklin and Marshall College’da sosyoloji ve tiyatro okudum. Ondan sonra New York Actors Studio Drama School’da tiyatro üzerine master yaptım. Orada yaşamayı çok sevdim. Ailem gitmemi ve orada kalmamı hiç istemedi, yine de bana her zaman çok destek oldular. Aslında oyuncu olmamı da beklemiyorlardı. Herhalde bunu bir heves olarak gördüler ve nasıl olsa geçer diye düşündüler. Oysa ben hep sanata yatkın oldum. Dansla başladım, 13 sene bale yaptım ama sonra vücudum değişti, profesyonel dansçı olamayacağımı anladım. En iyisini olmak istiyordum. Bunun mümkün olmadığını öğrenince dansı bıraktım. Tiyatroya yoğunlaştım. Ailem hep destek oldu fakat oyunculuğu meslek olarak seçeceğimi tahmin etmemişlerdi.
Şu anda bu konuda ne hissediyorlar, özellikle de "Bıçak Sırtı"nı izlerken?
- Annem dizinin hastası olmuş vaziyette... Babam hayatında dizi izlememiş bir insan ve ilk defa "Bıçak Sırtı"nı seyrediyor.
Eşim başkasıyla öpüşmemden hoşlanmıyor
 Eşiniz Türkçe biliyor mu? Diziyi izleyebiliyor mu?
- Çok az biliyor ama söylenenleri anlamasa da zevkle izliyor.
Serra hakkında yorum yapıyor mu?
- Pek yapmıyor. Mesela rol icabı da olsa bir başkası ile öpüşmemden hoşlanmıyor. Öpüşme sahnesini kıskandı, o kadarını biliyorum. Ancak bunun oyunculuğun bir parçası olduğunu biliyor. Filmlerde, dizilerde veya sahnede hayatı her yönü ile göstermemiz gerek.


0 yorum to "Canan Ergüder Kimdir Biyografisi - Behzat Ç İzle"

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.